Duygu Çetin
Duygu Çetin, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü ve Türk Dili ve Edebiyatı (Yan Dal)
Veda eder gibi değil, vedalar doğru değil
Veda etmek ve bir hüzne sarılmak falan değil derdim. Sadece hepinizi çok sevdim ve bu yüzden burukluk..
Benim için bir yere/bireye/topluluğa alışmak hiçbir zaman kolay olmadı. Alışmayı da çok sevmem zaten, hele ki (geçici) bir süre hep bir arada olacaksak.. Çünkü sevdiğim bir yeri, sevdiğim insanları başta kolay benimseyememekle birlikte aşırı içselleştiriyorum ve sonu benim için hep aşırı hüzünle bitiyor. Ben genelde dinleyen, anlayan, esprilere gülen (asla espri yap(a)mayan), neşeli ama çokça konuşkan olmayan sessiz sakin biriyim. Biriydim!! Sayenizde bunu bile bence aştım 🙂
Yine de bu nedenle burada bulunduğum 6 aylık süreçte her birinizle ayrı ayrı sohbet etmemiş/edememiş olsam da ben sizleri bir aile olarak, bir bütün olarak öyle çok sevdim ki, neresinden başlasam ucu hep mutluluğa çıkıyor.
Mutluluğa çıkan yolumdaki teşekkürlerimi sizlere takdim etmek isterim o halde 🙂
Öhöm öhöm…
7 Mart 2016 Pazartesi sabahı, hem ilk gün heyecanı, hem her zaman üstüme yapışmış bir kıyafet gibi duran çekingenliğime rağmen, henüz tanışmamış olduğum Asuman Hanımın üstkat merdivenlerinden inerken beni görür görmez kucaklaması ve neşeli bir “Hoşgeldin” ile karşılamasından anlamıştım ilk önce, burasının terk edip geldiğim kurumsal şirket gibi olmadığını. “Heyoo millet bakın yeni arkadaşımız gelmiş” neşeli takdiminden sonra ise çok çok daha iyi hissetmiştim. Bunun için size çok teşekkür ederim Asuman Hanım! O kadar güzelsiniz ki, bana kendimi hep bir çalışma ortamından da ziyade evimde gibi hissettirdiniz..
Ve yine kapıdan girer girmez beni ilk karşılayan, tüm çalışma sürecim boyunca da huzurlu çalışma ortamımın en güzel sebeplerinden biri, canım kedilerimiz iyi ki varsınız, yeni başlayacağım işte bu noksanlığa nasıl alışacağım hiç bilmiyorum. İsimlerinizi her zaman karıştırmış olsam da hepinizi çok seviyorum!
İlk Pazartesi sabahı toplantısının sonunda Serpil Hanım’ın “kendini tanıt istersen biraz” cümlesiyle utana sıkıla ilk kez hepinize “merhaba” diyebilme fırsatı bulmuştum. Şimdi ise hepinize aynı samimiyetle “hoşçakalın” demek inanın çok tatlı bir hüzün. O ilk gün hepinizdeki o samimi bakışlar olmasaydı, her zaman hissettiğimden daha çekingen ve içime kapanık olabilirdim. Bunun için hepinize teşekkürler!
Daha geldiğimin ikinci günü 8 Mart Dünya Kadınlar gününde, Serpil Hanım’ın “Marjinal Kadınları” içerikli kutlama mesajında fotoğrafımı gördüğümde içimdeki çocuk heyecanını görmenizi isterdim. Henüz ikinci günüm, en silik zamanlarım, bildiğim sadece 3 isim var şirkette ve bir Marjinal kadınıyım! Yaşadığım ilk en büyük mutluluk bu oldu Marjinal’de. Bunun için ve aslında tüm çalışma sürecimde bana bir çalışan gibi değil, bir kardeş gibi yaklaştığınız ve aslında belkide Marjinal’de beni en çok tanıyan ve anlayan kişi olduğunuz için size sonsuz teşekkür ederim Serpil Hanım. Siz olmasaydınız, her şey bu kadar kolay olmayabilirdi. İyi ki varsınız.
Marjinaldeki ilk günü/ilk saatleri kendi kendime “fotokopi çekmem işalla yareppim” içsel konuşmaları yaparken, Deniz (Demirtaş)’in hem alışmam, hem bir yerden başlamam için verdiği ilk bülten ricasıyla (KS) anlamıştım dolu dolu geçeceğini buradaki çalışma hayatımın. Yazmayı her ne kadar sevsem de bir bülten nasıl yazılır, elbette bilmiyordum. İşte o ilk bültenden itibaren, sorduğum her soruya (saçma bile olsa!) içtenlikle cevap verdiğin, benden rica ettiğin her iş sonunda içten bir şekilde teşekkür ederek beni motive ettiğin, “yapamam ben bunu” düşüncesine kapıldığım zamanlarda bile yapabileceğime inandırdığın, kimi zaman tekrar eden hatalarımda bile gösterdiğin anlayışın ve her zaman güler yüzün için sana sonsuz kez teşekkür ederim. Ne öğrendiysem en çoğunu senden öğrendim. İyi ki varsın!
Aynı odayı paylaştığım bütün canım Marjinal’lier..
Hepiniz o kadar güzelsiniz ki.. Sorduğum her soruda yardımlarınızı hiçbir zaman eksik etmediniz.. Güler yüzünüzü hiçbir zaman eksik etmediniz.. Somer, bana gösterdiğin abi-kardeş tavrın için sana çok çok teşekkür ederim. “Asosyal” lakabına başlar da bozulsam da iyi niyetinden hiçbir zaman şüphe duymadım ve tatlı bir söylem olarak kabul ettim hep. Dilek, umarım o içten neşen ve gülümsemelerin hep böyle daim kalır. Uzay’ın tatlı tavırları, İpek kız hikayeleri, esprikleri o kadar güzeldi ki hiç unutmayacağım! Nevra Hanım’ın zaman zaman kendince söylediği şarkılar, Dila’sıyla tatlı mı tatlı telefon konuşmaları ve yine Yasemin Hanım’ın Beren’i ile sabırlı ve içten konuşmaları, ihtiyaç duyduğumda yardımsever tavırları unutulacak gibi değil. Bilgin abicim, Sibel, Nazlı Hanım, Gamze, Avi, Ceylan, Cumhur, SelinB, Merve, Çağla… Tüm yardımlarınız ve bana kattıklarınız için size çok teşekkür ederim.
Aynı katı paylaştığım canım Marjinal’liler…
Öncelikle Selin! Kapıdan ilk girdiğimde, her sabah güler yüzünle “Günaydın”, her akşam aynı içtenlikle “İyi akşamlar” dediğin için teşekkür ederim. Ofiste bana enerji veren ilk pozitif iletişim her zaman bu oldu. İyi ki varsın! Özge, Elif, Önder, öyle dolu dolu sohbetlerimiz olmasa da içten tavrınızı hiç eksik etmediniz, çok teşekkürler!
Aysun Hanım, size hayranım! Kişiliğiniz ve duruşunuzla, bilgi ve donanımınızla ileride sizin gibi bir metin yazarı olmak isterim. Özellikle İzmir haftasında tüm darlamalarıma, zaman zaman telefonla bile taciz etmelerime rağmen hep çok anlayışla, yardımsever bir şekilde karşıladınız taleplerimi. Ve sayenizde öğrendim ki başlıklar öyleee desten yazıyormuş gibi uzun yazılmaz 🙂
Tüm yardımlarınız, düzeltme ve fikirleriniz için sonsuz teşekkürler.
DenizE aslında hiç sohbetimiz olmamasına rağmen enerjine bayılıyorum ve zaman zaman attığın mizahi mailler!! Çok tatlısın! Her şey için teşekkürler.
Rahime ablacım ve Ayşe ablacım. Süper kahramanlar, her şey için sonsuz teşekkürler. Arkamı her zaman toplamaya çalıştım ama oldu da sizi ekstra yoracak bir şeyler yaptıysam affedin lütfen!
İzmir’de 9 gün beraber yaşadığım arkadaşlarım, Dilara, Elif ve Başar.. Ailesinin yanında okumuş biri olarak yurt ortamını hep merak ederdim, azıcık ucundan da olsa tatmış oldum. Tüm hafta boyunca birbirimize destek olduğumuz, yardımlarınız ve eğlenceli kişilikleriniz için teşekkürler. Ayrıca ananemin rahatsızlığını öğrendiğimde ağlamaktan içim dışıma çıktığı o gün bana verdiğiniz moraller için çok teşekkür ederim! Uzakta elim kolum bağlıyken kendimi iyi hissettiysem sebebi sizdiniz! İyi ki varsınız.
Üst kattaki Marjinal arkadaşlarım..
Mert abicim, zaman zaman üst kat mutfakta karşılaşıp, hatırlaşıp tatlı tatlı gülümsediğin ve bana yardım ve katkıların için çok teşekkürler. Işık Hanım, zarifliğinize hayranım! Sizi tanımak çok güzeldi. Bana kattığınız her şey için teşekkürler. MelisM ve Gülin, ofis içinde karşılaştığımız her nadir zamanda her seferinde tebessümle hatrımı sorduğunuz için çok teşekkürler.. Ali Can, her sabah kahvaltıya çıktığım 09:45’te enerjik tavrınla ekip arkadaşlarınla yaptığın neşeli sohbetler çok tatlıştı. Sibel, Aykut, Özgür, Barış Abi, MelisÖ, Alican abi, Cef abi, Eray abla, Hasan, Melike Hanım, Serdar, Kaan, Umut, tanıştığım ve tanışamadığım bütün stajyer arkadaşlarım… Varsa adını unuttuğum ne olur affetsin, hepinize ama hepinize sonsuz teşekkürü bir borç bilirim.
Veda eder gibi değil, uzağa taşınmış bir aile ferdi gibi hissediyorum. Her zaman birbirimizden haberdar olacağız ve her şey çok güzel olacak! Sizleri tanımak, sizlerle birlikte çalışmak çok çok değerliydi benim için. Hepinizi iyi ki tanıdım. Kendinize çok ama çok iyi bakın!
Sevgiler,
Duygu
http://marjinalclub.blogspot.com.tr/2016/09/eveeet-iste-buradayz-hic-bekleme.html