Evdeyiz Ama Yalnız Değiliz #34

*Marjinal Porter Novelli WhatsApp Bülteni’nin 34’üncü sayısı başlıyor!

Spotify listemizde bugün haftanın son gününe yakışacak cinsten bir dizi şarkı var. “Mevsim bahar, modum değişken” diyen Melis sizi de akışına bırakmaya davet ediyor.

https://open.spotify.com/playlist/5vpQyjsHbA2o5vVNmMNMmy?si=S2bD20QuR3-vkXztmLS-Jw

*Evden çalışanlara özel günün önerileri:* 

Kültürümüzün vazgeçilmezlerinden olan çay ve çaydanlıkla ilişkimiz malum: Olmazsa olmaz, her derde deva… Peki İtalyanların da bir çeşit kahve demleme aleti olan moka pota böyle sonsuz bir aşkla bağlı olduklarını biliyor muydunuz? Artık ülkemizde de rahatça bulunan ve çaydanlıklarımıza rakip olan bu aletle kahve demlemenin inceliklerini, sizin için derledik. Başlamadan önce demleme yönteminiz ne olursa olsun, leziz bir kahvenin sırrının taze çekilmiş çekirdek olduğunu belirtmek isteriz. Damak tadınıza göre seçeceğiniz favori çekirdeğinizi öğüttüyseniz, moka pot deneyimi başlasın:

Temizlik ve bakım: Moka potunuzu ilk aldığınızda, 2-3 kez içine yalnızca içme suyu koyarak demlenmeye bırakmanız gerekiyor. Bu hem aletin içinden geçecek sıcak suyla metal tadını yok etmenizi sağlayacak hem de contasının yerine tam oturması için iyi bir egzersiz olacak. İlk kahvenizi demledikten hemen sonra dikkat etmeye başlamanız gereken kritik nokta ise şu; potunuza asla sabun, deterjan değdirmeyin ya da bulaşık makinesinde yıkamayın. Bunlar yerine biraz karbonatlı su ve eski diş fırçanızla ilk günkü gibi pırıl pırıl yapabilirsiniz. Ayrıca potun her yerini tertemiz yapmanız, “hafızasını silmeniz” önerilmiyor çünkü hem malzemesi hem de işin raconu gereği, “potun filtresinin çekirdeği hatırlaması” gerekiyor.

Suyun gücü: İtalyan usulü kahvenin bir sırrı da aslında kullandıkları su. Bizim maden suyu ya da soda olarak bildiğimiz kabarcıklı sular, hem kahve demlerken hem de hamur işlerinde mucizeler yaratıyor. Moka potunuzun su haznesine 3’te 1 oranında maden suyu, geri kalanına ise bildiğimiz içme suyu koymayı deneyin. Sadece suyla demleyeceğiniz kahveyle arasındaki farka inanamayacaksınız.

Demlerken: Her güzel şey gibi, moka pot da birazcık sabır istiyor. Kahvenizin kısık ateşte, ağır ağır demlenmesini beklerseniz, tıpkı közde Türk kahvesi gibi ayrıcalıklı bir lezzeti yakalayabilirsiniz. Nasılsa ocağın altı kısık diye potu ateşte unutmayın, üst haznesi kahveyle dolduğu anda altını kapatmanız gerekiyor yoksa içinde biraz önce zaten pişmiş olan kahve kaynamaya, kısa süre sonra da acılaşmaya başlıyor.

Son dokunuş: Moka potta demlediğiniz kahve aslında espressodur, yani içeceğinizin en sert ve yoğun halidir. Damak tadınıza göre sıcak su ekleyip içimi daha kolay, hafif bir kahve elde edebilirsiniz. Yine ince bir detay; kahveye kaynar su döküp yakmayın, suyunuzu kaynattıktan sonra biraz bekleyip öyle ekleyin.

BONUS: Kahvemizi içtik, posasını atacak mıyız? Tabii ki hayır! Evde bulunan, sevdiğiniz herhangi bir vücut bakım yağıyla (önerimiz doğal hindistan cevizi yağı) bu posayı karıştırıp banyoda uzun uzun peeling keyfi yapmak üzere harika bir bakım ürünü elde edebilirsiniz. Kahve posası, içinde bulunan kafein sayesinde kan dolaşımınızı hızlandırarak cildinize bebeksi bir yumuşaklık, ruhunuza ise keyif ve neşe katacak…

Afiyet olsun!

Doğayı sev, yeşili koru…

Ormanların korunması için çabalayan insan sayısını artırmayı amaçlayan bu adresten pek çok faydalı bilgiye erişebilirsiniz:

https://www.globalforestwatch.org/

*Günün sözü:*

Bir kez ayakları üzerine dikildi mi, olduğu yerde kalamaz insan.

Frederic Gros